Arama:

Unico Sigorta’dan Meme Kanseri Farkındalık Ayı’na Özel İndirim

Unico Sigorta, Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında kadınlara özel UniSağlık Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nda yüzde 10 indirim sunuyor. Ekim ayı boyunca geçerli olacak kampanya ile erken teşhise erişimin kolaylaştırılması hedefleniyor.


Toplumun değişen ihtiyaçlarına duyarlı yaklaşımıyla sigortacılığa farklı bir bakış kazandıran Unico Sigorta, müşterilerine finansal güvence sunmanın yanı sıra toplum sağlığını destekleyen projeleriyle de kadınların yaşamına değer katıyor. “Sağlığın tam olsun, Hikayen Yarım Kalmasın” söylemiyle yola çıkan şirket, bu vizyonla, Ekim Ayı Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında kadın sağlığını destekleyen özel bir kampanya başlattı. 1-31 Ekim tarihleri arasında geçerli olacak kampanya kapsamında, 18-50 yaş arasındaki kadınlara özel UniSağlık Tamamlayıcı Sağlık Sigortası yüzde 10 indirim fırsatı sunuluyor.


Koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerinin önemine dikkat çeken Unico Sigorta Genel Müdürü Ender Güzeler, kampanyaya ilişkin şunları söyledi; “Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre; 157 ülkede meme kanseri kadınlarda en sık tanı konan kanser türüdür. Küresel ölçekte, yaklaşık her 20 kadından 1’i hayatının bir döneminde meme kanseri geçirme riski taşıyor. Türkiye’de ise yılda yaklaşık 18–19 bin kadına meme kanseri tanısı konulduğu ifade ediliyor. Meme kanseri görülme sıklığında da maalesef ciddi artışlar olacağı öngörülüyor. Tüm bu veriler ışığında kadın sağlığının korunmasına ve erken teşhisin önemine dikkat çekmek istiyoruz. Meme kanseriyle mücadelede farkındalık yaratmak hepimizin sorumluluğu. Bu nedenle Ekim ayında kadınlarımıza UniSağlık ürünümüzde özel bir avantaj sunarak sağlık kontrollerine erişimlerini kolaylaştırmayı hedefliyoruz. Bu kampanya ile kadınların düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemesi ve erken tanının hayat kurtardığı bilincinin güçlendirilmesini amaçlıyoruz.”

Hikayen yarım kalmasın

Unico Sigorta’dan Sağlıkta Yeni Dönem: UniSağlık Tamamlayıcı Sağlık Sigortasıyla “Hikâyen Yarım Kalmasın!”

2025 yılı itibarıyla stratejik iş planı doğrultusunda ürün yelpazesine sağlık ürünlerini de dahil ederek, Türkiye’de sağlık sigortası alanında da yenilikçi çözümler sunan Unico Sigorta, “UniSağlık Tamamlayıcı Sağlık Sigortası” ürünlerini hayata geçirdi.


SGK ile anlaşmalı özel sağlık kurumlarında oluşabilecek ek ücretleri karşılayan, geniş teminat seçenekleri ve esnek plan yapısıyla UniSağlık, sigortalıların sağlık hizmetlerine kesintisiz erişimini garanti altına alıyor.
Sigorta sektöründe yenilikçi yaklaşımı ve müşteri odaklı hizmet anlayışıyla fark yaratan Unico Sigorta, “UniSağlık Tamamlayıcı Sağlık Sigortası” UniSağlık ile bireylerin sağlık harcamalarında karşılaştıkları ek mali yükleri azaltmayı hedefliyor. “Hikâyen Yarım Kalmasın” mottosuyla hayata geçirilen UniSağlık, Türkiye genelinde geniş anlaşmalı hastane ağı sayesinde sigortalılar ile buluşuyor.


Tamamlayıcı sağlık sigortası ürünlerini kapsamında koruyucu sağlık hizmetleri kadar “Önleyici Sağlık” uygulamalarına verdiği önemin sonucu olarak önleyici teminatlarla zenginleştiren Unico Sigorta, sigortalıları sağlıklı yaşam tarzına yönlendiren hizmetler sunarak refahını artırmayı; sigortalıların yaşam yolculuğuna eşlik ederek sadece hastalık anında değil, hayatlarının her evresinde yanlarında olmayı hedefliyor.


SGK kapsamındaki sağlık hizmetlerinde sigortalılardan talep edilen ek ücretlerin önemli bir kısmını karşılayan UniSağlık TSS ürünleri, doktor muayenesi, ameliyatlar ve yatarak tedavilerin yanı sıra onkoloji, diyetisyen, psikolojik danışmalık gibi pek çok asistans hizmetiyle sigortalıların ek maliyet endişesi taşımadan tedavi olmasına olanak sağlıyor.

Ayakta tedavi hizmeti kapsamında laboratuvar hizmetleri, görüntüleme ve ileri tanı yöntemleri ile fizik tedavi masrafları poliçe kapsamında karşılanıyor.
Tamamlayıcı sağlık ürünlerinin herkes için erişilebilir hale getirmeyi ve böylelikle bireylerin sağlıklarını güvence altına almayı hedefleyen Unico Sigorta Eko, Standart ve VIP olmak üzere 3 ayrı paketi sigortalılarına sunuyor.

Sağlıkta Bütüncül ve Erişilebilir Bir Yaklaşım
Eko, Standart ve VIP adlarıyla çeşitli sigorta planları sunan UniSağlık, yatarak tedavi, hizmetlerinde evde bakım, suni uzuv ve protez gibi ek hizmetleri ile sigortalılarına yalnızca tedavi değil, yaşam kalitesine dair de kapsamlı destek sağlayarak farklı kapsam ve limitlerle öne çıkıyor.
Geniş anlaşmalı sağlık kurumları ağı sayesinde sigortalılar, bütçelerine ve ihtiyaçlarına uygun planı seçerek kolay erişim imkânı elde ediyor ve SGK ile anlaşmalı kurumlarda hizmet alan vatandaşlar için önemli bir finansal destek sunuyor.


Unico Sigorta Genel Müdürü Ender Güzeler, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Sağlık hizmetlerinin erişilebilirliği ve kalitesi hepimiz için büyük önem taşıyor. 2024 yılında yaptığımız detaylı çalışma sonucunda Unico Sigorta olarak sağlık sigortalarına giriş kararı almıştık. Bu doğrultuda kurguladığımız 3 yıllık stratejik iş planımız çerçevesinde bu yıl içerisinde öncelikle Kritik Hastalıklar’a ilişkin ürünlerimizi, ardından yatarak ve ayakta tedavili Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ürünlerimizi müşterilerimize sunduk. Bu ürünlerimiz müşterilerimiz ve acentelerimiz tarafından büyük ilgi gördü ve kısa sürede 200.000’in üzerinde sigortalıya ulaştık.


Tamamlayıcı Sağlık Sigortası, UniSağlık ürünümüzü sigortalılarımız ile buluştururken sigortalılarımızın sağlık harcamalarında karşılaştıkları ek mali yükleri azaltmayı, geniş anlaşmalı kurum ağımız ile sağlık hizmetlerine kesintisiz erişim sağlamayı hedefliyoruz. Farklı plan ve network seçenekleri ile herkesin ihtiyacına uygun çözümler sunuyoruz. Amacımız, ‘Hikâyen Yarım Kalmasın’ diyerek her bireyin sağlık hikayesini tamamlama yolunda yanında olmak.”
Unico Sigorta sunduğu bu yenilikle, sağlık alanında bütünsel bir yaklaşımı teşvik ederken, vatandaşların kaliteli sağlık hizmetlerine daha kolay erişmesini sağlamayı ve maliyet kaynaklı engelleri ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Böylece herkes, sağlık hikâyesini eksiksiz ve güven içinde tamamlayabiliyor.

Güçlü Finansal Performansla Desteklenen Sağlıkta Yeni Dönem
Unico Sigorta, sağlık ürünlerini portföyüne dahil ederken finansal performansında da istikrarlı büyümesini sürdürdü. 2025’in ilk 8 ayında 13.1 milyar TL prim üretimi gerçekleştiren Unico Sigorta, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 47 büyüme sağladı. Ağustos sonu itibarıyla şirketin kârı 1.4 milyar TL seviyesine ulaşırken, öz kaynak büyüklüğü 4.8 milyar TL’ye yükseldi. Şirketin yatırım portföyü ise geçen yılın Ağustos ayına göre yüzde 43 artışla 16,5 milyar TL’ye ulaştı.
Kasko branşında da 8 aylık prim üretimi 2,9 milyar TL’ye çıktı ve önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 43 artış kaydedildi. Trafik sigortalarında prim üretimi 7.7 milyar TL olurken büyüme yüzde 45 düzeyinde gerçekleşti. Yangın branşında güçlü bir ivmeyle yüzde 66 büyüme yaşandı ve 957 milyon TL prim üretimine ulaşıldı.

Bu sonuçlarla Unico Sigorta stratejik büyüme hedefleri doğrultusunda sektördeki konumunu güçlendirdiğini ortaya koyuyor.

Unico Sigorta ve Tur Medical Arasında Stratejik İş Birliği

Sağlık sigortalarına giriş stratejisi kapsamında 2025 yılı Ocak ayında Kritik Hastalıklar Sigortası ürününü müşterilerine sunan Unico Sigorta, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ürünü hazırlıkları kapsamında Tur Medical ile önemli bir iş birliğine imza attı.

Sigorta sektöründeki yenilikçi yaklaşımı ve insan odaklı hizmet anlayışıyla tanınan Unico Sigorta, Kritik Hastalıklar Sigortası ile kısa sürede büyük bir başarı elde ederek sadece dört ayda 48 bin sigortalıya ulaştı.

Stratejik iş planı kapsamında sağlık sigortalarında büyümeyi hedefleyen ve Tamamlayıcı Sağlık Sigortası alanında güçlü bir çözüm sunmayı amaçlayan Unico Sigorta, provizyon, tazminat ve anlaşmalı network çözümleri konularında Tur Medical ile işbirliği anlaşması imzaladı.

Unico Sigorta Genel Müdürü Ender Güzeler, iş birliğine ilişkin yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı: “İnsana verdiğimiz önemin bir parçası olarak, sigortalılarımızın sağlık sigortalarında erişim süreçlerini kolaylaştırmak ve onların memnuniyetini artırmak için sürekli çözümler arıyoruz. 2025 yılının başında sağlık branşında adım atarak sunduğumuz Kritik Hastalıklar Sigortası ürünümüzle kısa sürede önemli bir başarı elde ettik. Elde edilen güçlü satış performansı ve müşteri ilgisi, bu alandaki stratejimizi daha da güçlendirmeye olanak tanıdı. Şimdi ise kısa süre sonra satışa çıkartacağımız Tamamlayıcı Sağlık Sigorta ürünümüz ile hizmetimizi genişleterek, bu alandaki varlığımızı daha da ileriye taşımayı hedefliyoruz. Sigorta sektöründeki tecrübesi ve kaliteli hizmetleriyle öne çıkan Tur Medical ile yaptığımız bu anlaşma ile müşterilerimize diğer branşlarda olduğu gibi sağlık sigortaları alanında da kaliteli ve sürdürülebilir bir hizmet sunacağız.”

RS Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Ünaldı, “Gerçekleştirdiğimiz bu stratejik iş birliğinin, her iki kurum için de uzun vadeli değer yaratacağına inanıyoruz. Hayırlı olmasını diliyor, ortak hedefler doğrultusunda güçlü bir sinerjiyle ilerlemeyi temenni ediyorum.” dedi.

Tur Asistans Grubu Başkanı Timur Selçuk Turan, ” Sağlık hizmetlerine erişim sürecinde sigortalılarımıza zaman kaybı yaşatmadan, ihtiyaç duydukları desteği hızlı ve etkin bir şekilde 7/24 provizyon hizmeti sağlayarak, müşteri memnuniyetini artırmayı hedefliyoruz. Bu iş birliği, her iki şirket için de çok önemli bir fırsat.” dedi.


Unico Sigorta, bu anlaşma ile sigorta sektöründe sağlık sigortalarındaki tecrübesini pekiştirmeyi ve her zaman öncelikli hedefi olan müşteri memnuniyetini sağlamayı amaçlıyor.

Unico Sigorta, Sağlıklı Bir Geleceğe İlk Adımını Attı

Sigorta sektöründe yenilikçi adımlar atmaya devam eden Unico Sigorta, “Kritik Hastalıklar Sigortası” ürünlerini 2025 yılının ilk günlerinde müşterilerinin hizmetine sundu. Unico Sigorta’nın sağlık sigortalarındaki ilk adımı olan Kritik Hastalıklar ürünleri, bireylerin teminat kapsamındaki hastalıklarla mücadele ederken karşılaşabilecekleri mali zorlukları hafifletmeyi ve süreç boyunca ihtiyaç duyabilecekleri pek çok destek hizmetini sağlamayı amaçlıyor.

Unico Sigorta, sağlık sigortası alanında da etkili çözüm sunma hedefiyle yapmış olduğu çalışmaların ilk adımı olan yeni “Kritik Hastalıklar Sigortası ürünlerini duyurdu. 18-60 yaş arası bireyler için tasarlanan ürün teminat kapsamındaki kritik hastalıklara karşı toplu maddi destek sağlayarak, hastalıklarla mücadele sürecinde müşterilerinin yanında olarak, güçlü bir güvence oluşturmayı hedefliyor. Yeni ürünler, müşterilere 2 farklı plan ve 3 ayrı limit seçeneğiyle alternatifler sunarak çeşitli ihtiyaçlara uygun çözümlerle ürün gamını genişletiyor. Kritik hastalıklar sigortası aynı zamanda online psikolojik danışmanlık ve diyetisyen destek paketi, onkoloji destek paketi, Küba onkoloji destek paketleri gibi farklı asistans hizmetleri ile de sigortalılarına ek hizmetler sağlıyor.

Unico Sigorta Genel Müdürü Ender Güzeler, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Unico Sigorta olarak, bir süredir odaklandığımız sağlık sigortalarına giriş strateji çalışmamızı tamamladık ve yol haritamızı oluşturduk. Bu kapsamda Sağlık Sigortaları alanındaki yolculuğumuza Kritik Hastalıklar Sigortası ile başlıyoruz. 2025 yılı içerisinde tamamlayıcı sağlık sigortaları ürünlerimizi de etkin hale getirerek portföyümüzü daha da güçlendireceğiz.

Yeni ürünlerimiz ile müşterilerimizin beklenmeyen rahatsızlıklarının tedavi masraflarını karşılamanın yanı sıra kanser hastalığına yakalanan sigortalılarımıza “Küba Onkoloji Destek Hizmeti” ile maddi teminatlara ek olarak Küba’da tedavi olabilmeleri için tüm belgelerin hazırlanması, başvurusu, hastane organizasyonu, Küba’ya inişte karşılama ve seyahat boyunca rehberlik dahil pek çok hizmeti ücretsiz olarak sunarken uçak bileti ve konaklama giderlerini karşılıyor olacağız. Diğer branşlarda olduğu gibi Sağlık Sigortalarında da her adımda yenilikçi ve müşteri odaklı çözümler sunmaya devam edeceğiz.”

Tedavi masrafları trafik sigortası kapsamında mıdır?

Trafik sigortası her araç sahibinin mutlaka yaptırması gereken herhangi bir kaza durumunda araç sahibinin karşı tarafa verebileceği maddi ve fiziksel zararları güvence altına olan bir sigortadır. Trafik sigortası olmayan araçlar trafiğe çıkamazlar. Türkiye sınırları içerisinde geçerli olan trafik sigortası sadece karşı tarafın hasarını güvence altına alır. Kazayı yapan ya da kazaya neden olan araç sahibi yaptırdığı trafik sigortasından yararlanamaz. Trafik sigortası fiyatları ve limitleri meydana gelen kazaya ve zarara göre değişiklik gösterir. Can kaybı, yaralanma durumlarında trafik sigortası limitleri değişirken bu durum her her yıl ödenecek trafik sigortası fiyatları üzerinde de değişime neden olmaktadır.

Trafik Sigortası Kapsamı 

Trafik sigortası kapsamında verilen farklı teminatlar vardır. Bu teminatları kişi başı vefat ve tedavi teminatı; kaza başına vefat ve tedavi teminatı ve araç ve kaza başına maddi hasar teminatı olarak 3 farklı şekilde incelemek mümkündür. Kişi başı vefat ve tedavi teminatı içeren trafik sigortasında kazada karşı tarafta bulunan yararlanan ya da vefat eden herkes için masrafların karşılanır. Kaza başına vefat ve tedavi teminatı içeren trafik sigortası ise hasarın yaşandığı kazadaki her bireyin vefat ve tedavi masraflarını kapsar. Son trafik sigortası kapsamı olan araç ve kaza başına maddi hasar teminatı ise hasar veya kaza durumunda karşı tarafa verilen maddi zararı karşılar.

Trafik Kazalarında Tedavi Masrafı 

Trafik kazaları her yol binlerce insanın yaraladığı ve hayatını kaybettiği önemli sorunlardan birisidir. İnsanlar her geçen gün trafikte daha dikkatli olsalar ya da teknoloji trafik kazalarını önleyecek gelişmeler sunsa da maalesef kazaların önüne tamamen geçmek mümkün değildir. Trafik kazalarında meydana gelen fiziksel hasarların tedavi sürecinde ve sonrasına kişilere maddi bir sorun çıkarmaması için trafik kazalarındaki tedavilerin ödeme sorumluluğu Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmiştir. Trafik kazaları sonucunda meydana gelen fiziksel masraflar Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödense de sigorta şirketleri Trafik Mecburi Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında ödeme yapmak zorundadırlar. Tedavi masraflarının trafik sigortası kapsamında olup olmadığı, sürece Sosyal Güvenlik Kurumunun dahil olması ile birlikte soru işareti haline gelmiştir. Bu noktada tedavi giderleri, iyileştirme giderleri gibi kavramlar ile sigorta şirketleri ile SGK’nın sorumlulukları daha net bir şekilde belirlenmeye çalışılmıştır. Bir trafik kazasında sakat kalan ya da bedensel bütünlüğünü kaybeden birisi ihtiyaç duyduğu ömür boyu bakım masraflarını tedavi masrafları teminatından değil, ölüm ve sakatlık teminatı üzerinden almaktadır. Bu nedenle yaptırılan trafik sigortası kapsamının net bir şekilde belirlenmesi, hangi durumlarda sigorta şirketinin ne kadar ödeme yapacağının netleştirilmesi çok önemlidir. Sağlık hizmet bedelleri dışında kalan tüm tedavi giderleri trafik sigortası teminatı kapsamındadır açıklaması Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından yapılmıştır.

Trafik Sigortası Hesaplama 

Trafik sigortası kaza anından oluşan hasarlardan poliçede belirtilen teminat miktarı kadar yararlanmanıza izin veren bir sigorta çeşidi olduğu için olası bir kaza durumunda beklentilerinizi belirleyerek trafik sigortası hesaplama işlemini yaptırmalısınız. Trafik sigortası teklif dosyaları arasında seçim yaparken mutlaka beklentilerinizi göz önünde bulundurmalı ve sigorta şirketinin çıkardığı ödeme planını detaylı bir şekilde incelemelisiniz. Trafik sigortası teminatları Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlense de şirketler kendi ek hizmetlerine göre ödeme planlarını ve teminatları belirleyebilirler. Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği trafik sigortası fiyatları ile ilgili duyurular yapıyor olsa da trafik sigorta hesaplama sürecinde araç modeli, yaşı, sürücünün puanı gibi farklı bilgiler göz önünde bulundurularak hesaplama yapılır ve yaptırılacak sigortaya göre farklı ödeme planı hazırlanır.

 

Vize için Seyahat Sağlık Sigortası Nasıl Alınır?

Yurt içi veya yurt dışı gezi planınızı eksiksiz yaptınız… Fakat gezi planınızı güzelleştirecek önemli noktaları atlamamak oldukça önemli. Seyahat edeceğiniz ülke ve seyahat sürenize karar verdiyseniz sağlık sigortanızı vakit kaybetmeden yaptırmak için hazırsınız demektir. Özellikle Schengen vizesi isteyen ülkelerden vize alabilmek için muhakkak gerekli olan sağlık sigortası, seyahatiniz esnasında oluşabilecek kazalara karşı kendinizi güvence altına almanızı sağlarken; belirteceğiniz ek teminatlar, valizinizin kaybolması veya refakatçi nakli gibi güvenceleri de sağlayacaktır. Seyahatiniz başlamadan önce sağlık sigortası hakkında aklınızda birçok soru olması normaldir.

Seyahat Sağlık Sigortası Yaptırmak Zorunda Mıyım?

Yurt dışında bir ülkeye seyahat edebilmek için sağlık sigortası yaptırmak gereklidir. Schengen vizesi isteyen ülkelerin neredeyse tamamı ve ABD, Fransa, Belçika gibi ülkeler vize başvuruları esnasında ıslak imzalı olarak sigorta poliçenizi görmek isteyeceklerdir. Bunun dışında unutmayın, yabancı bir ülkedesiniz. Kendi sağlık sigortanızla tedavi olma imkanınız olmayacak veya ‘bana bir şey olmaz’ diyerek çıktığınız yolda beklenmedik hafif bir hastalık da olsa ilaç ve tedavi masrafları beklentinizden çok daha yüksek olacak. Bu nedenle paranızın cebinizde kalması ve acil durumlarda anında tedavi talep edebilmek için seyahat sağlık sigortanızın olması hayat kurtarıcı olacaktır. Kendinizi güvende hissederek seyahat etmenin keyfi ise paha biçilemez.

Seyahat Sağlık Sigortası Kimler Tarafından, Ne Kadar Süre ile Yapılır? 

Seyahat sağlık sigortasının önemine değindikten sonra sağlık sigortanızı nasıl yaptıracağınıza dair bilgi edinmek isteyebilirsiniz. Seyahat sağlık sigortası hizmetleri, sigorta şirketleri tarafından verilmektedir. Seyahat sigortanızın süresi, ne kadar süre ile yolculuk yapmak istediğinize göre değişkenlik gösterir. Vizenizle birlikte gideceğiniz ülkeye giriş yaptığınız anda seyahat sağlık sigortanız tıkır tıkır işlemeye başlar. Çıkış yaptığınız tarihte ise sona erer. Bu süre 1 hafta da olabilir 1 yıl da… Sigorta şirketleri istediğiniz süre ile sigorta poliçenizi hazırlayabilir. Fakat seyahat sağlık sigortası genel şartları kapsamında 92 günlük bir limit bulunmaktadır. Yani 1 yıl devam eden sigortanız boyunca 92 günde bir ülkeden çıkış yapıp geri dönmeniz gerekebilir. Seyahat sağlık sigortası, doğrudan sigorta şirketleriyle iletişime geçerek yapılabildiği gibi internet üzerinden de hızla satın alınabilir. Fakat vize esnasında ıslak imzalı belge istenmesi nedeniyle sigortacınızdan ürünün ıslak imzalı ve kaşeli halini kargo yoluyla istemeyi unutmayın. Acil durumlarda ve yolculuk öncesinde valiz korunması gibi durumlara karşı ek teminatlar vermek isterseniz, akıllı telefonunuz size internet üzerinden sigorta satın almanızda yardımcı olacaktır.

Genel Şartlar Nedir ve Faydalanma Süreci Nasıl İşlemektedir?

Sağlık sigortaları ile ilgili sıkça sorulan bu sorular sigorta şirketlerine ve seyahat sağlık sigortasından beklentilerinize göre şekillenir. Eğer sadece acil durumlara karşı önlem almak, ilaç temini sağlamak ve muayene ücretleri için sigorta talep edebilirsiniz. “Bunun yanında bavulum kaybolursa ne yaparım?” veya “acil bir durumda refakatçi talep etmek isterim, çok acil bir durumla karşılaşırsam seyahatimi iptal edebilir miyim?” gibi endişeleriniz varsa sigortacınızla görüşerek ek teminatlarda bulunabilir ve kendinizi daha da güvence altında hissedebilirsiniz. Bunun yanında seyahat sağlık sigortası, asgari ve temel teminatları içermektedir. Bu teminatların en temel olanı, kronik ve kalıcı hastalık haricinde başınıza gelebilecek acil durumlar için tedavi olmanızı sağlar. Eğer sağlık kuruluşuna ulaşacak durumda veya muayenenizi olduktan sonra sağlık kurumundan ayrılacak durumda değilseniz, doktorunuzun da rapor vermesiyle sağlık sigortası nakil ihtiyaçlarınızı kapsayacaktır. Burada önemli olan ve kesinlikle atlamamanız gereken nokta, sigorta şirketinizi arayarak durumunuz, hangi sağlık kuruluşuna sevk edildiğiniz hakkında 5 günü geçirmeden bilgi vermek. Böylece, sigorta şirketinizdeki yetkililer de durumunuzu takip edebilecek ve yurt dışındaki kurumla iletişim sağlayarak muayenizin takibini yapabilir. Seyahat sağlık sigortası, hasarı en aza indirmek amacı ile oluşturulsa da sigorta kapsamı dışında kalan bazı durumlarla da karşılaşabilirsiniz. Bunlar; seyahat öncesinde var olan kronik bir hastalık varlığı, ilerleyen gebelik dönemleri, nükleer savaş ve doğa olayları, kişinin kontrolünde gerçekleşen hasarlar (yanlış ilaç kullanımı, uyuşturucu ve uyarıcı kullanımı gibi), harp veya yıkıcı sosyal olayların gerçekleşmesi ve ağır sporların yapılması. Eğer sağlık sigortanızı yaptırdıysanız, bu durumlardan kaçınmakta her zaman fayda var elbette.

Sigorta Ücretleri Nedir ve Kimler Seyahat Sağlık Sigortası Yaptırabilir?

Seyahat sağlık sigortası, 0-75 yaş arası her bireyi kapsamaktadır. Sigorta ücretleri, gidilecek ülkeye ve kalınacak süreye göre değişkenlik gösterir. Bu nedenle ücret hakkında bilgi edinebilmek için nereye gideceğiniz, nasıl bir rota izleyeceğiniz ve kaç günlük bir seyahat planladığınız hakkında kesin bir plan yapmak oldukça faydalı olacaktır. Seyahatiniz esnasında başınıza gelen acil bir durumda hastahaneden alacağınız tüm belgeleri saklamak ve doktor raporlarını ve imza attığınız tüm belgeleri biriktirmek de dikkat etmeniz gereken hassas bir konu. Ülkenize döndükten sonra elinizdeki belgeleri mail veya kargo yoluyla ileterek ödeme sürecini başlatmanız gerekiyor.

 

Hamileyken Araba Kullanırken Bunlara Dikkat Edin

Büyük şehirlerde ve ulaşımın güç olduğu bölgelerde özellikle de çalışan anne adayları için araç kullanmak keyfiyetten çok bir zorunluluk oluyor. Doktorların çoğu hamilelik esnasında araç kullanmanın bir sakıncası olmadığını söylüyor. Yine de kendinin ve bebeğinin sağlığını ön planda tutan araç kullanıcıları için bazı  detaylara dikkat etmek oluşabilecek riskleri önlemeye yardımcı oluyor. Peki hamileyken araba kullanmak zorunda iseniz araba kullanırken nelere dikkat etmelisiniz?

Öncelikle araba koltuğunuzun rahat olması gerekiyor. Sırtınızın ve karnınızın en rahat pozisyonuna göre koltuğunuzu ayarlamalısınız. Eğer koltuk ayarına göre karnınız rahat sırtınız boşlukta kalıyorsa ufak bir yastıkla destekleyebilir, hem aracınızı rahat kullanabilir hem de hareket ederken kolaylık sağlayabilirsiniz. Araç kullanırken uzun bir süre sabit kalmak ayaklarda şişkinlik ve ödeme neden olabiliyor. Bu yüzden koltuğunuzla direksiyon mesafesini genişleterek ışıklarda ve duraksama esnasında ayaklarınızı oynatacak yer kazanabilirsiniz. Yine özel eşyalarınızı ya da araba kullanırken gerekebilecek eşyaları kolunuzun uzanabileceği mesafede tutmalısınız.

Bir diğer önemli konu ise mutlaka her araç kullanan bireyin kullanması gereken emniyet kemerini, kısa mesafelerde olsa bile kullanmalısınız. Emniyet kemeri ani bir fren durumunda ya da oluşabilecek kazalarda sarsılma olmasını büyük ölçüde engelliyor. Hamileliğin ilk dönemlerinde emniyet kemeri rahatsız etmezken ilerleyen dönemlerde hem hareketi zorlaştırdığı hem de bebeği sıktığı gerekçesiyle anne adayları emniyet kemerini takmak istemeyebiliyor. Kemerin alt kısmını göbeğinizin altından, üst kısmı üzerinde kalacak şekilde takarak göbeğinizin rahat etmesini sağlayabilirsiniz. Emniyet kemeri takmak hem sizin hem de bebeğiniz için hayati bir önem taşıyor.

Hamile kadınların araba kullanırken en tedirgin oldukları bir diğer durum ise hava yastığı, hava yastığının açılması gereken bir durumda kaldığınızda hava yastığının karnınıza denk gelmesi gerekiyor. Bu yüzden direksiyon karın bölgenizden yukarıda olmalıdır. Koltuğunuzun boyunu direksiyon karnınızın üzerine gelecek şekilde ayarladığınızda hava yastığı açıldığında göğüs kafesine denk gelerek sizi olası risklerden koruyor ama yine de tedirgin olursanız direksiyona mesafenizi yirmi beş santim olacak şekilde ayarlayabilir, riski minimuma düzeye indirebilirsiniz.

Uzun süre aynı pozisyonda kalmak kan dolaşımını yavaşlatıyor. Eğer uzun seyahat zorunluluğunuz var ise iki saatte bir mutlaka mola vererek kısa yürüyüşler yapmanız gerekiyor. Bu yürüyüşler esnasında bacaklarınızla esneme hareketleri yapmanız bacaklarınızın tutulmasını ve kasılmayı engelleyebilir. Ayrıca uzun yolculuklarda doktorlar anne adayları için bol sıvı tüketimi öneriyor. Eğer hamileliğinizin son haftalarında iseniz ve tek başınıza yolculuk yapacaksanız mutlaka sağlık kontrollerinizi yaptırıp doktorunuzdan bu konuda onay almanız gerekiyor.

Hamileyken araba kullanmak, özel bir sağlık sorunu olmadıkça sakıncalı bulunmuyor. Ancak düşük riski bulunan gebeliklerde, ilk üç ay ve son bir ay daha dikkatli olunması gerekiyor. Eğer doktorunuz önermiyorsa ve imkanınız varsa risk almamak için kısa süreliğine çalışma hayatınıza ara verebilirsiniz. Çalışma hayatı aktif bir anne adayı iseniz bu zaman zarfı içinde toplu taşıma, taksi ya da servis gibi özel araçları kullanabilirsiniz ve zorunlu olmadıkça uzun yolculuklardan kaçınmalısınız.

Tüm önlemleri almanıza ve dikkatli davranmanıza karşın yine de bir kaza ile karşı karşıya kalırsanız öncelikle soğukkanlılığınızı korumalısınız. Derin bir nefes alıp tüm araçların durduğuna emin olduktan  ve inmenize engel bir yaralanmanın olup olmadığı kontrol ettikten sonra araçtan yavaşça inebilirsiniz. Eğer hafif bir yaranız varsa güvenli bir yere geçerek fazla hareket etmeden ambulansın gelmesini beklemelisiniz. Hiç yara almamışsanız bile yaşadığınız travmaya bağlı durumlar olabileceği için sonrasında mutlaka doktorunuza giderek sağlık kontrolünüzü yaptırmalısınız.

Bahar Alerjisi için Önleminizi Şimdiden Alın

Bahara şirin kırmızı burunları, sulu sulu ve şiş gözleri, hırıltılı göğüsleriyle ‘Merhaba’ diyenler, evet siz, bahar alerjisi mağdurları! Herkesi bahar sevinci ve enerjisi kaplamışken bu coşkuya bir anlam veremeyip evden dışarı çıkmak istemeyenlerden misiniz? Polenin lafını bile duyunca tüyleriniz diken diken mi oluyor? Öyleyse hadi gelin, bu güzide mevsimle aranızı nasıl buluruz, az hasarla baharı nasıl atlatırsınız hep birlikte bir göz atalım:

Arabanıza binip, kendinizi kırlara bayırlara atmaya, çimenlerde yuvarlanıp, çiçeklerden taçlar yapmaya hazır mısınız? Evet, mevsimlerin en tatlısı, en mis kokulusu, en cıvıltılısı olan bahar tüm tazeliğiyle gelip, kapımıza dayandı bile. Baharın gelmesiyle, daha çok şenleneceğiz, tüm bahar klişelerini yerine getireceğiz ama bu olayı coşkuyla karşılayamayanlarımız da var.

Gerçekten Yaşadıklarınız Bahar Alerjisi Mi, Yoksa Soğuk Algınlığı mı?

Öncelikle şu bir gerçek ki, bahar alerjisi ilkbahar ve sonbaharda görülür, mevsim değişikliğiyle kaybolur. Bahar alerjisinde kaşıntı ön planda olup, üşütme, ateş gibi belirtiler görülmez ve haftalarca devam eder. Buna karşılık soğuk algınlığı en yoğun soğuk kış aylarında ortaya çıkar ve 5-6 gün içinde geçer.

Şimdi de bahar aylarında hangi önlemleri almalısınız, nelerden kaçınmalısınız onlara bir bakalım:

-Evet piknik yapmayı çok seviyorsunuz, mangal yakmak en büyük hafta sonu eğlenceniz. Hangimizin değil ki? Ama eğer bahar alerjiniz varsa buna kısıtlama getirmelisiniz. Mayıs-Temmuz ayı boyunca ağaç ve çayır polenleri artacağından özellikle kuru ve sıcak günlerde piknik yapmamaya özen gösterin.

-Mümkün olduğunca bol çiçekli yeşillik alanlardan uzak durun; bahçede, çayırda, çimende egzersiz yapmaktan kaçının. Eğer bunu yapamıyorsanız dışarı çıkarken mutlaka uzun kollu ve paçalı kıyafetler giyinmeye çalışın. Maske, güneş gözlüğü takmak da sizi polenlere karşı koruyacaktır. Burun deliklerinize ince bir tabaka halinde vazelin sürebilirsiniz. Bu, polenleri tutarak, burnunuzdan içeri girmesini engelleyebilir.

-Yeşilliklerin içinde geçirdiğiniz günün ardından dışarıdan evinize geldiğinizde bütün kıyafetlerinizi yıkayıp, duş almanız, saçınıza ve vücudunuza yapışmış polenlerden sizi korur.

-Rüzgarlı havalarda uçuşan çok fazla polen olacağından dışarı çıkmamaya özen gösterin.

-Arılar da sizin dostunuz değil, onlarla da çok samimi olmamalısınız. Arılar bahar ve yaz aylarında kırlarda ve ormanlık bölgelerde, mangal yapılan yerlerde, su kenarlarında yoğunlaşırlar. Özellikle arı alerjisi olanlar bu bölgelerden mümkün olduğunca uzak durmalı.

-Yazlığa gitmeden önce mutlaka evin iyice temizlendiğinden, yatak, yorgan ve çarşafların iyice havalandırılmış ve temiz olduğundan emin olun.

-Bahar aylarında, elbiselerinizin dışarıda değil, içeride kurutulmasına özen gösterin.

-Otomobil kullanırken de almanız gereken ufak önlemler var. Arabadayken aracınızın pencereleri ve havalandırmasını kullanmak yerine, klimayı açın.

Evde Hangi Önlemleri Almalısınız?

-Baharda artan alerjileriniz nedeniyle, hassaslaşan bünyeniz için evde de bir takım önlemler almalısınız. Öncelikle evinizin nem dengesi iyi ayarlanmalı. Çünkü küf ve bir takım mikroorganizmalar nemli ortamları sever.

-Ev, tüm tozlardan güzelce arındırılmalı. Özellikle uyuduğunuz odalar sık sık elektrik süpürgesiyle temizlenmeli. Ayrıca yatak odanızda fazla eşya tutmamaya özen gösterin.

-Çarşaf, yorgan ve yastık kılıflarınızı haftada bir değiştirmeye dikkat edin. Antialerjik yastık, yatak ve yorgan koruyucular kullanmaya özen gösterin.

-Ev kokuları da bünyenize iyi gelmeyeceğinden, bu tarz kimyasallardan, tiner, yağlı boya, naftalinden uzak durun.

-Polenler daha çok kuşluk vakti uçuşmaya başladıkları için gece yarısından sonra pencerelerinizi kapalı tutun.

-Filtrelerinin bakımlarının düzenli yapılması koşuluyla evde klima kullanabilirsiniz. Hava temizleyici “HEPA” filtrelerin kullanılması özellikle faydalı olacaktır.

Sağlığın Sigortası Gıda Güvenliği

Evlerimizi, araçlarımızı, seyahatlerimizi sigortalıyoruz. Başka? Kendimiz var, kendimizi de sigortalıyoruz. Hayat sigortası ya da sağlık sigortası gibi. Sağlık yönünden baktığımızda aslında en önemli sigorta sağlıklı ve temiz gıdaya ulaşabilmek ve onunla beslenmek değil mi? Besinimiz, suyumuz var diyelim ama kirli veya bir şekilde kullanılamayacak halde, n’apacağız. Dolayısıyla bir gıdamız olacak, iki o gıda sağlıklı ve temiz olacak. İşte iklim değişimi her ikisini de vuruyor. Zira iklim değişimi bazı ülkelerde besin kıtlığına yol açarken, bazı ülkelerde de gıda güvenliğini riske atıyor. İklim değişimi gıda gibi hava ve suya da dokunuyor ama bu birlikteliğimizin konusu gıda, hadi buyurun.

İklim Değişimi

Çağımızın problemi olarak iklimin değişimi; hava kirliliğinden okyanus hayatının etkilenmesine, ekolojik dengenin bozulmasından sel ve kuraklığın aynı anda yaşanmasına, orman yangınlarından salgın hastalıklara kadar birçok devasa problemi karşımıza çıkartıyor. Basit adımlarla anlatırsak, özellikle fosil yakıtların tüketimi ile açığa çıkan karbondioksit atmosferde birikiyor. Karbondioksiti yalnızca biz mi üretiyoruz, atmosferin oluşumunda, doğal yapısında hiç mi karbondioksit yok? Var tabi ama insan faaliyetleri ile havaya normal miktarından daha fazlası yükleniyor. Atmosferde denge güçlü, kendini onarabiliyor ama aynı zamanda hassas, en ufak müdahaleye tahammülü kalmadı, tepki veriyor, esiyor kükrüyor. Bakın buna çok açık bir örnek; atmosferde karbondioksitin yüzdelik oranı kaç biliyor musunuz? Binde 38. Yani biz binde 38’lik miktarın üzerinden yüzde bilmem kaçlık bir değişimle bu kadar ağır afetleri yaşıyoruz. Yani atmosfer çok duygusal bir DEV gibi. Karbondioksit gibi başka sera gazları da birikiyor atmosferde ve dünyayı çepeçevre saran sera etkisini artırıyor. Oluşturmuyor, artırıyor. Zira sera etkisi atmosferin olmazsa olmazı. Bizim olmazsa olmazımız, bu sera etkisi olmasaydı dünya yaklaşık eksi 15 derecelerde kalacaktı. Bu sera etkisi de küresel ısınmaya, dünyanın ortalama sıcaklığının artışına neden oluyor. Buraları hızlı geçeyim isterseniz, tahminim birçoğumuz artık bu konuları öğrendik, biliyoruz. Şimdi sıcaklık artışının farklı bölgelerde, bazen de farklı zamanlarda farklı etkileri oluyor. O etki de başka etkiyi doğuruyor. Adım adım giderek İklim değişimi gıda güvenliğinde risk oluşturuyor. 

Aşırı hava koşulları birçok ülkede besin kıtlığına yol açıyor, ekonomik ve besleyici gıda ulaşımına engel oluyor. Aslında son yirmi yılda 200 milyon insan açlıktan kurtuldu ve çocuklarda kronik yetersiz beslenmenin yaygınlığı yüzde 40’dan yüzde 26’ya düştü. Yani iyi şeyler de olmuyor değil. Ama bu ilerlemelere rağmen, Dünya Bankası’nın verilerine göre, 702 milyon insan hala aşırı yoksulluk içinde yaşıyor ve bu yılki Dünya Gıda Güvenliği Gücü raporuna göre, 793 milyon insan yetersiz besleniyor. Dolayısıyla ilerleme olsa da olmasa da çok büyük sayılardan bahsediyoruz.

İklim değişikliğinin en önemli etkileri arasında gıda güvensizliğinin ve yetersiz beslenmenin artışı var. Peki, bu etkiler nasıl etkiler, tam olarak neden bahsediyoruz?

İki faktörle ön planda; 1- Aşırı hava koşulları  2- Uzun vadeli ve kademeli iklim riskleri.

Kuraklık, sel, fırtınalar gibi aşırı hava koşulları tarımı direkt etkileyen olaylar. Doğrudan mahsulleri tahrip edebiliyor, toprağı, altyapıyı bozuyor veya kullanılamaz hale getiriyor. Bitkilerde hastalıklara yol açabiliyor. Aşırı sıcaklık genetiğini bozabiliyor. Tabi dolayısıyla bütün bunlar geçim kaynaklarını etkiliyor, değiştiriyor. İş, fakirlik seviyesinin yükselmesine kadar gidiyor.

İklim değişiminin başlıca sonuçlarından biri de deniz seviyesinin yükselmesi. Burada daha uzun vadeli bir etkiden bahsedeceğiz. Deniz seviyelerinin giderek yükseliyor olması kıyı bölgelerde ve nehir deltalarındaki insanların geçim kaynaklarını etkiliyor.

Buzul erimesi de yine uzun vadeli problemlerden. Yıllardır ivmeli şekilde artmayı sürdüren buzul erimesi mevcut suyun miktarını ve güvenilirliğini, artı sel ve kuraklık paternlerini değiştirebilecek güce sahip.

İklim değişimi gıda güvenliğini ve beslenmeyi tüm boyutlarıyla etkiliyor. Gıdanın mevcudiyeti, ulaşımı, stabilitesi,insan sağlığı, birçok boyutta karşılaşabiliyoruz kendisiyle. İklim koşullarındaki değişiklikler hali hazırda bazı temel bitkilerin üretimini etkilemiş durumda zaten. Ülkemizde zamansız ve düzensiz yağışlardan dolayı buğday ve arpa üretimi düşüş yaşamıştı örneğin. Üstelik gelecekte bu durumun daha da şiddetlenecek olması yüksek bir ihtimal olarak iklim değişimi tarafından karşımıza konuyor. “Daha yüksek sıcaklıklar” verim üzerinde etkili oluyorken, “yağış tipi ve miktarındaki değişiklikler” de hem ürün kalitesini hem de miktarı etkileyebiliyor. Ürün kalitesi, bitkinin besin içeriği, genetiği, kullanılan tarım ilaçları, bakım uygulamaları, kullanılan su ve o suyun kalitesi, bütün hepsi vücudumuza aldığımız besin değerlerini, organik bileşikleri etkiliyor. Bir de ne var biliyor musunuz? Bitkiler havadan artık daha fazla karbondioksit çekiyor, bu da bitkilerdeki protein oranı düşürüp şeker ve karbonhidrat oranı artırıyor. “Bitkideki proteinden ne olacak?” demiyorsunuzdur umarım, çünkü dünyanın %76’sı, özellikle de dünyanın yoksul bölgeleri günlük proteinlerinin çoğunu bitkilerden alıyor. Dolayısıyla protein azalışı hastalıklara kapı açıyor. Bu hem yerel hem de küresel sorun oluşturuyor. Yani yalnızca büyüme gelişmenin yanında ciddi bir sağlık tehdidi oluşturuyor.

Gıda mevcudiyeti kadar ona ulaşmak da bir o kadar önemli bir konu tabi. Buradaki tehdit unsuru da besin fiyatları. Hava koşulları tarımı zorlaştırdığında bu durum fiyatlara yansıyor. Bu arada sıklaşan bu anormal hava olaylarının öngörülebilirliği de düşüyor. İkim değişiminin en önemli sorunlarından biri de bu, öngörülebilirliğin düşmesi. Bunun sonucunda bireylerin ve devletlerin gıda güvenliği stratejilerinde istikrarı bozularak, gıda mevcudiyetinde dalgalanmalar yaratabiliyor, bu da küresel olarak dünyayı etkiliyor, böylece dolaylı yoldan erişim ve kullanılabilirlik yine azalmış oluyor.

2030 yılına kadar, çok değil, 12-13 yıl sonrasına kadar insan nüfusunun 8,3 milyarı geçeceği tahmin ediliyor, bu da en az % 50 daha fazla yiyecek üretme ihtiyacı demek. Bu nedenle, küresel gıda güvenliğini sağlamak, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biri şu anda. Böyle yani. Yine buluşalım oldu mu? Merak etmeyin her ay böyle iç karartmam, ara sıra çiçek böcek aşk da deriz, önümüz yaz nihayetinde Önümüz yaz demişken bu gıda meselesinde ilk adıma yemeği azaltmakla başlasak mı acaba, bilmem anlatabildim mi? :))) Sağlıcakla kalın efem…

Hamileyken Araba Kullanırken Bunlara Dikkat Edin

Büyük şehirlerde ve ulaşımın güç olduğu bölgelerde özellikle de çalışan anne adayları için araç kullanmak keyfiyetten çok bir zorunluluk oluyor. Doktorların çoğu hamilelik esnasında araç kullanmanın bir sakıncası olmadığını söylüyor. Yine de kendinin ve bebeğinin sağlığını ön planda tutan araç kullanıcıları için bazı detaylara dikkat etmek oluşabilecek riskleri önlemeye yardımcı oluyor. Peki hamileyken araba kullanmak zorunda iseniz araba kullanırken nelere dikkat etmelisiniz?

Öncelikle araba koltuğunuzun rahat olması gerekiyor. Sırtınızın ve karnınızın en rahat pozisyonuna göre koltuğunuzu ayarlamalısınız. Eğer koltuk ayarına göre karnınız rahat sırtınız boşlukta kalıyorsa ufak bir yastıkla destekleyebilir, hem aracınızı rahat kullanabilir hem de hareket ederken kolaylık sağlayabilirsiniz. Araç kullanırken uzun bir süre sabit kalmak ayaklarda şişkinlik ve ödeme neden olabiliyor. Bu yüzden koltuğunuzla direksiyon mesafesini genişleterek ışıklarda ve duraksama esnasında ayaklarınızı oynatacak yer kazanabilirsiniz. Yine özel eşyalarınızı ya da araba kullanırken gerekebilecek eşyaları kolunuzun uzanabileceği mesafede tutmalısınız.

Bir diğer önemli konu ise mutlaka her araç kullanan bireyin kullanması gereken emniyet kemerini, kısa mesafelerde olsa bile kullanmalısınız. Emniyet kemeri ani bir fren durumunda ya da oluşabilecek kazalarda sarsılma olmasını büyük ölçüde engelliyor. Hamileliğin ilk dönemlerinde emniyet kemeri rahatsız etmezken ilerleyen dönemlerde hem hareketi zorlaştırdığı hem de bebeği sıktığı gerekçesiyle anne adayları emniyet kemerini takmak istemeyebiliyor. Kemerin alt kısmını göbeğinizin altından, üst kısmı üzerinde kalacak şekilde takarak göbeğinizin rahat etmesini sağlayabilirsiniz. Emniyet kemeri takmak hem sizin hem de bebeğiniz için hayati bir önem taşıyor.

Hamile kadınların araba kullanırken en tedirgin oldukları bir diğer durum ise hava yastığı, hava yastığının açılması gereken bir durumda kaldığınızda hava yastığının karnınıza denk gelmesi gerekiyor. Bu yüzden direksiyon karın bölgenizden yukarıda olmalıdır. Koltuğunuzun boyunu direksiyon karnınızın üzerine gelecek şekilde ayarladığınızda hava yastığı açıldığında göğüs kafesine denk gelerek sizi olası risklerden koruyor ama yine de tedirgin olursanız direksiyona mesafenizi yirmi beş santim olacak şekilde ayarlayabilir, riski minimuma düzeye indirebilirsiniz.

Uzun süre aynı pozisyonda kalmak kan dolaşımını yavaşlatıyor. Eğer uzun seyahat zorunluluğunuz var ise iki saatte bir mutlaka mola vererek kısa yürüyüşler yapmanız gerekiyor. Bu yürüyüşler esnasında bacaklarınızla esneme hareketleri yapmanız bacaklarınızın tutulmasını ve kasılmayı engelleyebilir. Ayrıca uzun yolculuklarda doktorlar anne adayları için bol sıvı tüketimi öneriyor. Eğer hamileliğinizin son haftalarında iseniz ve tek başınıza yolculuk yapacaksanız mutlaka sağlık kontrollerinizi yaptırıp doktorunuzdan bu konuda onay almanız gerekiyor.

Hamileyken araba kullanmak, özel bir sağlık sorunu olmadıkça sakıncalı bulunmuyor. Ancak düşük riski bulunan gebeliklerde, ilk üç ay ve son bir ay daha dikkatli olunması gerekiyor. Eğer doktorunuz önermiyorsa ve imkanınız varsa risk almamak için kısa süreliğine çalışma hayatınıza ara verebilirsiniz. Çalışma hayatı aktif bir anne adayı iseniz bu zaman zarfı içinde toplu taşıma, taksi ya da servis gibi özel araçları kullanabilirsiniz ve zorunlu olmadıkça uzun yolculuklardan kaçınmalısınız.

Tüm önlemleri almanıza ve dikkatli davranmanıza karşın yine de bir kaza ile karşı karşıya kalırsanız öncelikle soğukkanlılığınızı korumalısınız. Derin bir nefes alıp tüm araçların durduğuna emin olduktan ve inmenize engel bir yaralanmanın olup olmadığı kontrol ettikten sonra araçtan yavaşça inebilirsiniz. Eğer hafif bir yaranız varsa güvenli bir yere geçerek fazla hareket etmeden ambulansın gelmesini beklemelisiniz. Hiç yara almamışsanız bile yaşadığınız travmaya bağlı durumlar olabileceği için sonrasında mutlaka doktorunuza giderek sağlık kontrolünüzü yaptırmalısınız.

Hangi Sigortalar Zorunludur?

Risk almak, her zaman akıllıca bir tutum olmayabilir. Bu yüzden, hayatımızdaki birçok alanda, bizi risklere karşı güvence alan, sigorta türleri bulunuyor. Bunların bir kısmı, tamamen kendi tercihimize bağlı olmakla birlikte, bir kısmı da kanunlar yoluyla zorunlu hale getiriliyor.

Zorunlu sigorta, belki dayatmacı görünebilir ama aslında zorunluluk özelliği, erteleme riskini de güvence altına alarak, belki de hayatımızı kurtarıyor olabilir. Hangi sigortalar zorunludur? Göz atalım:

Trafik Sigortası

Nam-ı diyar, zorunlu karayolu taşımacılığı mali sorumluluk sigortası; Diğer adıyla Trafik Sigortası. Trafikte oluşabilecek herhangi bir kaza durumunda, üçüncü şahıslara vereceğiniz zararları teminat alan zorunlu bir sigorta türüdür. Poliçenin kapsamına göre, teminatları farklılıklar gösterebilir.

Zorunlu Deprem Sigortası (DASK)

Deprem gibi doğal bir afet sonucu ortaya çıkabilecek maddi hasarlarda, zararınızı tazmin için oluşturulmuş bir zorunlu sigorta türüdür. Deprem sonrası binanızda oluşan ve temelden detaya kadar deprem sebepli hasarlarınızın karşılanması için, kanun yoluyla zorunlu kılınmış bir güvence türüdür.

Yeşil Kart Sigortası

Aracınızı yurt dışında kullanmak istiyorsanız, yeşil kart sigortasını yaptırmanız gerekiyor. Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu tarafından da üye olduğumuz, uluslar arası bir anlaşmaya göre, yeşil kart üyesi olan ülkelerde, aracınızı kullandığınız ve bir kazaya sebebiyet verdiğiniz taktirde, oluşabilecek maddi zararlar poliçe dahilinde karşılanıyor. Poliçenin içeriğini, olayın gerçekleştiği ülkedeki yasal sigorta kanunları belirliyor. 

Kıyı Tesisleri Deniz Kirliliği Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası

Bu zorunlu sigorta türü, deniz kıyısında, iç ve kara sularında ya da kıta sahanlığında ve denize zarar verebilecek durumda işletmesi olan kişileri ilgilendiriyor. İşletmeniz sebebiyle, üçüncü kişilere vereceğiniz maddi zararları karşılamak üzere, Kıyı tesisleri deniz kirliliği zorunlu mali sorumluluk sigortası, sizi teminat altına alıyor.

Özel Güvenlik Mali Sorumluluk Sigortası

Eğer bir özel güvenlik şirketiniz varsa, oluşabilecek herhangi bir risk durumunda, çalışanlarınızın ve şirketinizin güvenliği için hazırlanan sigorta poliçesidir. Güvenlik hizmetini verirken, üçüncü kişilere verilebilecek zararlar da, bu poliçe ile güvence altına alınıyor.

Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası

Yolcu taşımacılığı yapıyorsanız, yolcularınızın seyahat sırasında oluşabilecek kaza risklerine karşı güvence altına alınması, kanunen zorunlu hale getiriliyor. Bu sigorta ile yolcularınız, araç sürücüleriniz ve araç içi çalışanlarınız da sigorta poliçesi kapsamında güvence altına alınıyor.

Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası

Tüpgaz taşımacılığı, tehlikeli madde sınıfına giren riskli bir iş. Taşımış olduğunuz LPG maddesinin, oluşabilecek patlama, yanma, yangın gibi durumlara sebebiyet verebileceği riski, bu sigortayı zorunlu hale getiriyor. Kanunen zorunlu olan sigorta, şirketinizi, çalışanlarınızı ve üçüncü şahıslara verebileceğiniz zararları, teminat altına alıyor.

Tıbbi Kötü Uygulamaya Karşı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası

Uzman doktor ve diş tabibi tarafından uygulanan tıbbi uygulamalar sırasında, oluşabilecek zararlar bu sigorta ile güvence altına alınıyor. Mesleki faaliyetler sırasında meydana gelebilecek olumsuzluklar, bu sigorta ile verilen zararların teminini amaçlıyor.

Tehlikeli Maddeler Ve Tehlikeli Atıklar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası

Tehlikeli maddeleri taşıyan, depolayan, üreten ve satanların bu faaliyetler sırasında oluşabilecek zararlarını ve üçüncü şahıslara verecekleri zararları teminat altına alan, zorunlu bir mali sorumluluk sigortasıdır. Önemli bir risk grubuna dahil olan iş türünde faaliyet gösterenlerin, bu sigortayı yaptırmasının zorunlu tutulması, büyük hayati önem taşıyor. 

Zorunlu olsun ya da olmasın sigorta yaptırmak, sizi ve sevdiklerinizi hayatın risklerine karşı güvence altına alır. Bu düşünce ile kendinizi ve sizin sebep olabileceğiniz zararları önleyen sigorta teklifi çeşitleri hakkında detaylı bilgileri, Unico Sigorta accentelerinden öğrenebilirsiniz. Aracınız için kasko teklifi, ev ve iş yeriniz için diğer sigorta tekliflerinden size en uygun olanını seçebilirsiniz. Kasko yaptırmak, aracınızı olabilecek her türlü riske karşı güvence altına alır.

Social Share Buttons and Icons powered by Ultimatelysocial