Arama:

Trafik Kazalarında Hangi Durumlarda Polis Çağırılmalıdır?

Trafik kazası, bir aracın diğer bir araca, yayaya, hayvana ya da herhangi bir şeye çarpması sonucu oluşur. Kazalar, yaralanma, maddi zarar ya da ölümle sonuçlanabilir. Trafik kazalarının oluşmasında sürücü, araç ya da yol gibi pek çok etken vardır. Türkiye’deki kazaların büyük çoğunluğu ise sürücü hatasından kaynaklanmaktadır.

Trafik Kazası Durumunda Neler Yapılır?

Herhangi bir trafik kazası en az iki aracın maddi bir hasara uğramasıyla sonuçlandığı takdirde sürücülerin karşılıklı anlaşarak kaza tespit tutanağı düzenlemeleri gerekir. Kaza tespit tutanağı hazırlamak için kazada maddi bir hasarın oluşması zorunludur. Kazaya karışan taraflar kazanın oluş şeklini kaza tespit tutanağı ile kayıt altına alırlar. Bu tutanak kaza sonrası sigorta işlemlerinin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi için önemlidir.

Kaza Tespit Tutanağı Nasıl Tutulur?

Kaza tespit tutanağı en az iki kişinin karıştığı kazalarda kullanan bir sistemdir. Tek taraflı kazalarda tutanak kâfi gelmemektedir. Maddi hasarlı kazalarda kazaya karışan taraflar ortak bir kaza tespit tutanağı hazırlayarak durumu kayıt altına alırlar. Sigorta işlemleri için oldukça önemli olan bu tutanakta kazaya dahil olan tüm tarafların ayrı ayrı görüşlerini beyan etmesi zorunludur.

Tutanak hazırlanırken istenen bilgileri kazaya karışan tüm araç sahiplerinin doldurması ve tüm tarafların imzasının tutanakta yer alması gerekir. Bunun yanı sıra kazayı çeşitli açılardan gösteren fotoğrafların çekilmesi tedbir amacıyla tavsiye edilmektedir.

Kaza Tespit Tutanağı Doldururken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Nelerdir?

  • Kaza yeri, saati ve tarihinin, kazaya karışan araçlara ve sürücülere ait bilgilerin yanlışsız doldurulduğundan emin olunmalıdır.
  • Kazadaki kusur oranları yazılmamalı, sürücülerin ehliyet, ruhsat ve trafik sigortası poliçeleri tutanağa eklenmelidir.
  • Kazanın nasıl gerçekleştiği tutanakta belirtilen ilgili alana anlaşılabilir bir dille yazılmalıdır.
  • Tutanakta yer alan kazanın görsel taslağına cadde ve sokak isimleri, araç yönleri ve yol çizgileri eksiksiz işaretlenmeli, araçların aldıkları darbeler ok işaretiyle gösterilmelidir.
  • Araçların yerini değiştirmeden önce kaza mahallinin farklı açılardan fotoğrafları çekilmelidir.

Hasarda İstenen Belgeler Nelerdir?

Hasar halinde sigorta şirketinden tazminatın alınabilmesi için ilgili belgelerin eksiksiz olarak temin edilmesi ve kaza tespit tutanağının usulüne uygun olarak doldurulması gerekir.

Kaza sigortalarında hasar halinde istenen belgeler şunlardır:

  • Trafik Kazası Tespit Tutanağı
  • Poliçe aslı veya fotokopisi
  • Poliçe prim makbuzu
  • Alkol raporu
  • Ruhsat fotokopisi
  • Ehliyet fotokopisi

Kasko sigortalarında hasarda istenen belgeler ise şunlardır:

  • Beyan
  • Hasarlı aracın fotoğrafı
  • Varsa yük irsaliyesi

Trafik Kazası Tespit Tutanağı Hangi Durumlarda Geçerli Olmaz?

2008 yılından itibaren maddi hasarlı trafik kazalarında sürücülerin anlaşmaya vararak aralarında kaza tespit tutanağı tutması hasar tazmini için yeterli hale getirildi. Ancak bazı durumlarda kaza tespit tutanağı yeterli gelmez ve trafik polisinin veya kazanın yapıldığı yer jandarma bölgesi ise jandarma ekiplerinin olay yerine çağrılması gerekir.

Trafik kazalarında polis ya da jandarmanın çağrılması gereken durumlar şunlardır:

  • Kamu malına ya da araç dışında herhangi bir cisme hasar verilmesi halinde,
  • Sürücülerden ya da yayalardan birinin yaralanması halinde,
  • Sürücünün alkollü olması durumunda,
  • Sürücünün ehliyetsiz olması ya da aracı sürmek için ehliyet cinsinin yeterli olmaması durumunda,
  • Kazaya karışan sürücülerden birinin arabasının trafik sigortası olmaması durumunda,
  • Kazaya karışan araçlardan birinin resmi bir araç olması halinde,
  • Tek taraflı maddi hasarlı bir kaza olması halinde,
  • Sürücülerden birinin akıl sağlığından şüpheleniliyorsa,

kaza yerine polis ekiplerinin çağrılması ve kaza tutanaklarının resmi görevliler tarafından tutulması gerekir.

Trafik kazalarında maddi ve manevi zararların tazmini için zorunlu trafik sigortası ve kasko sigortası yaptırmak büyük önem taşımaktadır. Trafik sigortasıyla üçüncü kişilerin hakları güvence altına alınırken kasko ise sahibini büyük bir yükün altına girmekten korur. Kasko ve trafik sigortası fiyatları arabanın modeli ve yaşına göre farklılık göstermektedir. İhtiyacınız olan en uygun kasko ve trafik sigortası teklifleri için Unico Sigorta Müşteri Hizmetlerini 7 gün 24 saat arayabilirsiniz.

Start Stop Özelliğinin Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?

Start stop, son yıllarda yaygınlaşan bir otomobil sistemidir. Orta ve üst segment araçlarda sıklıkla görülen bu sistemin, zamanla her otomobile ekleneceği düşünülür. Teknik detayların da yer aldığı, bilgilendirici olma amacıyla yazılan bu yazıda start stop teknolojisinin ne olduğunu, avantajlarını ve dezavantajlarını açıklamaya çalışacağız. Öncelikle start-stop sisteminin tanımından başlayalım.

Start-Stop Sistemi Nedir?

Trafiğin hızlı olarak akmadığı, sık sık durulması gereken anlarda motorun gereksiz yere çalışıp enerji tüketmesini engelleyen start stop sistemi, enerjiden de tasarruf sağlar. Peki start stop sistemi nasıl çalışır?

Manuel araçlarda kırmızı ışıkta durulduğunda ya da trafiğin akmadığı durumlarda vites boşa alındığı takdirde motor kapanır. Harekete hazır olunduğunda debriyaja dokunulur, 1 saniye sonra motor tekrar çalışmaya başlar. Otomatik araçlarda ise araç durduğu an motor kapanır, ayağın frenden çekilmesiyle birlikte yeniden çalışmaya başlar. Ayrıca yarım turdan fazla döndürülen direksiyon da motorun aktif hale getirilmesini sağlar.

Akünün şarjının az olması, elektrik yükünün üst limiti aşması, sürücü kapısının ya da motor kaputunun açılması, bazı modellerde emniyet kemerinin takılı olmaması gibi bazı durumlarda çalışmayan bu sistem, sayılan kriterlerin sağlanması durumunda enerjiden tasarruf edilmesini sağlayan verimli bir performans sergiler. Özellikle şehir içi bölgelerde %15’e varan tasarruf sağlayan start stop sistemi, yılda ortalama bir depoya yakın yakıt tasarrufu vadeder.

Genel kanının aksine start stop sistemi marş motoruna zarar vermez. Start stop sistemine sahip araçların marş motorları bu sisteme uyumlu bir şekilde tasarlanmıştır.

Avantajları

Start stop sistemi, tasarruf sağlaması ve çevreye zarar vermemesi gibi avantajlara sahiptir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi start stop sistemi ile %15’e varan enerji tasarrufu sağlayabilir, yılda ortalama bir depoya yakın yakıtı kurtarabilirsiniz. 100 kilometrede yaklaşık 0,2 litre yakıt tasarrufu sağlayan bu sistem, çevreye verilen zararın da önüne geçer. Karbon monoksit salınımının önüne geçen bu sistem sayesinde hava kirliliğinin önüne geçilmesine yardımcı olunabilir. Yani özetle start stop avantajları çok olan bir sistemdir; hem cebe hem de çevreye yarar sağlar.

Dezavantajları

Start stop dezavantajları konusunda kanıtlanmış bir bilgi olmamakla birlikte yanlış bilinen birtakım durumlar vardır. Start stop sistemine sahip araçların kırmızı ışıkta ya da yoğun bir trafikte sürekli durup kalkmasının motorun iç parçalarına zarar vereceği düşünülür. Ancak bu durum doğru değildir. Çoğunlukla yeni nesil araçlarda bulunan start stop sisteminde akü, marş motoru gibi pek çok parça birbiriyle uyum içerisinde çalışır. Yani aracın motor parçaları start stop sistemine uygun olarak geliştirilmiştir. Donanımsal bir sistem olan start stop sistemi daha eski araçlara takılmadığından dolayı böyle bir sorunun söz konusu olamayacağını söyleyebiliriz. Start stop sisteminin devreye girebilmesi için yağlama gereksinimi gibi eksikliklerin olmaması gerekir. Bu da; herhangi bir tehlikeye yol açabilme ihtimalinde aracın start stop sistemine geçememesi demektir. Çok sayıdaki kriterin sağlanması durumunda devreye giren bir sistem olduğu için start stop sistemi, aracınıza herhangi bir zarar vermemektedir.

Görüldüğü üzere start stop sisteminin herhangi bir dezavantajı yoktur. Yakıt tasarrufu sağlayan ve karbon monoksit salınımının önüne geçen start sistemi hem daha az yakıt harcanmasını hem de çevreye zarar verilmemesini sağlar. Genel kanının aksine aracın herhangi bir parçasına zarar vermeyen bu sistem özetle, yararlı bir sistemdir. Verimli ve basit bir kullanım sunan start stop sistemi sürüş konforunu etkilemez, insan ve çevre için kazanç sağlar. Son model araçların tamamında donanımsal olarak kendiliğinden var olan bu sistemi kullanmak için endişe etmeyin.

Küresel ısınmayla beraber gelen tehdit: Permafrost

İklim değişimini kendi coğrafyamız da dahil her geçen yıl daha belirgin yaşıyoruz ve gözle görülür bu değişime olan farkındalık da artıyor, ancak yine de yeterli değil. Zira iklim değişimi ve sonuçları ne toplumların farkında olduğu kadar ne de bilim insanlarının keşfettikleri kadar. İklim değişimi o kadar kapsamlı ki tahmin edemeyeceğimiz, ancak yaşadığımızda fark edebildiğimiz büyük zararları olabilen bir olgu. Örneğin birazdan üzerine konuşacağımız konumuz buna bir örnek. Küresel ısınmaya ve onun sonuçlarından biri olan iklim değişimine karşı dünyanın en hassas bölgelerinden biri kutuplar. Tabii kutuplar deyince akla ilk erimesi ve dünyaya etkileri geliyor akla, ama bunun yanında ve ötesinde bölgedeki yerleşik yaşama tehdit oluşturan noktalar var. Örneğin Permafrost. Tabi tehdit olan nokta bu değil. Permafrost, kutupların toprağı, açılımı da donmuş toprak. Oradaki iklim şartlarına uygun olarak toprak donarak şekillenmiş ve doğal olarak buradaki topluluklar ve altyapılar da bu toprak üzerine kurulu. Tehdit olan kısım şu: Bu toprak binlerce yıldır stabil, o koskoca Kuzey Kutbu’nu bir arada tutacak kadar güçlü bir yapıda, bu yüzden üzerinde yaşamaya elverişli. Ancak son yıllarda küresel sıcaklıkların daha da artışıyla bu topraklar çözünmeye başladı, bu da üzerindeki evlerin, binaların çöküşüne, yolların parçalanmasına neden oluyor. Hiç aklına gelmiş miydi? Bilimsel olarak da yaşanan hadiselerle konu araştırmaya alındı. Yeni bir araştırmaya göre, permafrostların (donmuş toprakların) erimesi-çözünmesi Kuzey Kutbu’nun altyapısına ciddi zarar verebilir ve bu da yaklaşık 3.6 milyon insanı etkileyebilir. Nature Communications’ta yayımlanan bir çalışma, Kuzey Kutbu’nda altyapının yaklaşık %70’inin permafrost üzerinde inşa edildiğini söylüyor. Ve bu altyapının içinde evler, hastaneler, yollar, tren yolları, sanayi bölgeleri var. Kısacası, konu hiç de kulak ardı edilecek bir durumda değil ne yazık ki. Kuzey Kutbu’nda permafrost üzerinde yaşayan nüfusun ¾’ü  -ki bu yaklaşık 3.6 milyon insana tekabül ediyor- gelecek 30 yılda bu durumdan zarar görecek. Paris Antlaşması’ndaki iklim hedefleri başarılı olsa bile, Kuzey Kutbu’nun büyük bir kısmında bu çözünme yaşanacak. Kaldı ki, IPCC (Hükümetler Arası İklim Değişimi Paneli) küresel sıcaklığın 2080’e kadar 3.5 °C’nin bile üzerine çıkacağını söylüyor. Dolayısıyla 2 °C hedefi baya geride kaldı gibi. Kutuplara geri döneceğim, bu araya bir parantez açayım; bizim bulunduğumuz enlemler 1,5 dereceden sonra iklim değişiminden dramatik seviyelerde etkileniyor, çıkması beklenen küresel sıcaklık artışı 3,5 derecenin üstü, 4 dereceyi bulması.

Konuya geri döndük; Yalnız permafrost da değil, Rusya’nın kuzeydeki petrol ve gaz sondaj sahalarının yaklaşık yarısı, az önce bahsettiğimiz riskli bölgede yer alıyor. Bu da Rusya nüfusunun yaklaşık %20’sinin ve ekonomisinin etkileneceği anlamına geliyor. Çünkü bu kesimin geliri Kuzey Kutup Dairesi’nin kuzeyinden sağlanıyor.

Az önce bahsettiğim istatistikleri sağlayan çalışmada, daha önceki incelemelere kıyasla daha yüksek bir çözünürlük kullanılmış. Bu da, verilerin daha sağlam ve gerçek olduğunu gösteriyor. Ve permafrostun nasıl eridiğini incelendiğinde önceki katı, donuk yapısından ziyade toprak-su karışımı, daha çamurlu bir yapıya dönüştüğü görülmüş. Sonuç olarak bu gerçekler diyor ki, zeminin yumuşamasıyla buradaki evler ve diğer binaların altyapısı hasar görecek ve belki milyonlarca insan bu alanda da evsiz kalacak. Kuzey Kutbu aslında zaten Sanayi Devrimi’nden dolayı 1 derecelik artış gösteren küresel sıcaklığın etkileriyle başa çıkmaya çalışıyordu. Kastım şu; kutuplar küresel ölçekli ortalamadan daha hızlı ısınıyor, ısınma farkı diğer yerlerden daha büyük. Yani bu durum onun için çok yeni sayılmaz ancak zaman geçtikçe ve küresel sıcaklık artışına çözüm bulmadıkça vaziyet daha kötüye gidiyor. Dolayısıyla burada ya altyapının çöküşüne ya da buradaki yaşam tarzının değişmesine yol açacak, adapte olmaya, değişiklik yapmaya zorlayacak, hatta göç etmeye bile zorlayacak. Biliyorsunuz, deniz sularının ısınmasıyla çoğu deniz türü habitatını değiştiriyor, balıkların büyük bir kısmı kuzeye göç ediyor. Aynı onlarda olduğu gibi artık bu göç durumu insana da dokunacak.

En kötü etkilerin Rusya ve Kuzey Avrupa’da gerçekleşeceği ön görülüyor. Ama tabi hep söylediğimiz gibi dünyanın bir yerinde olan şey yalnızca orada kalmıyor, tamamını etkileyecek şekilde doğrudan ya da dolaylı fayda veya zararları oluyor. Üstelik atmosferin çok uzun zamandır maruz kaldığı fazla karbondioksiti dengelemesi çok uzun süreceği için dünya tüm karbon emisyonlarını yarın durdursa bile ısınma yıllarca devam edecek. Atmosfer ve okyanusların bir refleks süresi var, bu da yaklaşık 40-50 yılı bulabiliyor. Bu da bize gelecek 50 yılın iklim değişimine rezerve olduğunu, bugün frene bassak kamyonun 50 yıl sonra duracağını söylüyor. Aslında bu bulgular, insanların Kuzey Kutbu’nu çoktan tahrip ettiğine ve bu değişikliklere mümkün olduğu kadar çabuk adapte olmak gerektiğine işaret ediyor.  

Çoooook ama çok başka bir nokta daha var: Permafrostlar, gezegenimizin en büyük CİVA deposu. Ne kadar biliyor musunuz? Bütün atmosfer, topraklar ve okyanuslarda bulunan ağır metalleri toplayın, sonra 2 ile çarpın, hepsinin toplamının iki katına eş değer demek. Muazzam bir miktardan bahsediyoruz. 2100 yılına kadar permafrostun çözünme miktarı için tahminler de %30 ile 90 arasında gösteriyor. Yani en az çözünme %30. Ve bildiğiniz üzere cıva zehirli bir metal, başta beyin olmak üzere çoğu organa zarar verebilecek tehlikeli bir madde kendisi. Donmuş toprakların erimesiyle de havaya, sulara karışması da an meselesi oluyor tabiatıyla.

Finlandiya’da, permafrostun çözünmeye başladığı kısımlarda yolda dalgalanmaların gerçekleştiği bir karayolu. JAN HJORT

Biliyorum, negatif şeylerden bahsettik hep ama olumsuzlukları es geçmek yerine konuşarak zararı kaldırmak yada en aza indirmek de aslında artıya geçmek olarak değerlendirilmeli. Evin bütçesinde geliri artırmanın yanında gereksiz giderleri de ortadan kaldırmak total bütçeyi artırmak demek Ayrıca tüm bun bizim sebep olduğumuz şeyler, bu yüzden çözümü de yine bizde, eğer geç kalmadıysak eğer. İşte çözümü buradan başlatalım, ihtiyacımızın üzerinde tüketmeyelim. Bol oksijenli, az karbonlu yeni yıllar diliyorum 

 

 

Bünyamin Sürmeli’den Ocak ayı hava durumu tahmini

Herkese merhaba,

İki gündür İstanbul’da etkisini gösteren kar yağışları  8 Ocak’tan sonra etkisini yitirmeye başlayacak, fakat soğuklar sıfırın derecenin altında özellikle gece saatlerinde il çevresinde etkisini devam ettirecek.

İç Ege, İç Anadolu ve Batı Karadeniz sıfırın altında Salı gününden itibaren kar yağışı kendisini gösterecek. Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz’de sağanak yağışlar, beraberinde sel riskini de getirebilir. Özellikle Doğu Anadolu bölgesinde sağanak yağışların bitiminden sonra kar yağışının kuvvetlenerek devam etmesini bekliyoruz.

Ege ve Batı Karadeniz’de daha sonra ise Marmara’da, Çarşamba, Perşembe ve Cuma’dan itibaren kuvvetli lodos bekleniyor. Lodos, deniz ulaşımında aksaklıklara neden olabilir. Dışarı çıkmadan önce buna göre plan yapmanızı öneririz. Lodosla beraber sıcaklıklar artacak ve sağanak yağışlar görülecek.

Bu ay için genel bir tahminde bulunmamız gerekirse eğer, bu ayın 23 ve 24’üne kadar şu andakine benzerlik gösteren bir soğuk hava dalgası gözükmüyor. Özellikle İstanbul’da hava sıcakları dönemsel olarak artış ve düşüş gösterse de şimdikine benzer bir hava durumu yaşanmayacak. Bu süreçte Batı Karadeniz dolaylarında kar beklentisi devam ediyor. Benzer durum İç Anadolu ve Doğu Anadolu için de geçerli.

Ay sonuna kadar Türkiye genelinde sıcaklık ortalaması yarım ve 1 derecelerdeyken, Marmara’da ise 1.5 dereceye yakın izleyecek.

Herkese iyi haftalar.

AVM Otoparkında Kaza Olduğunda Yapılması Gerekenler

Kazanın sizi nerede ne zaman bulacağını bilemiyorsunuz. Bu nedenle önleminizi önceden almak ve haklarınızı detaylı olarak öğrenmek yapmanız gerekenlerin başında yer alıyor. En sık yaşanan kazalar arasında park halindeki araçların başına gelenler yer alıyor. Ancak bu tip kazaların oluş yeri ve şekli, diğer kazalara kıyasla detaylı olarak belirtilmediğinden kafa karıştırıcı olabiliyor. Başınıza böyle bir şey geldiğinde ne yapmanız gerektiğine dair prosedürü bilmeniz gerekiyor.

Birçok insan, avm otoparklarını diğerlerine kıyasla daha güvenli oldukları için tercih ediyor. Ancak araç sahiplerinin başına gelen en sık kazalardan birisi de park halindeki araçlarına çarpılması oluyor. Yine aynı şekilde görece dar olan avm otopark alanlarında çarpışmalar da sık yaşanıyor. AVM otoparkında kazaya karışmanız halinde yapmanız gereken ise diğer kazalardan çok da farklı değil.

AVM Otoparkında Kaza, Trafik Sigortası Tarafından Karşılanır Mı?

Olası bir hasar anında ne yapacağınızı biliyor olmak hasarın hızlı karşılanmasını sağlamak adına oldukça önemlidir. Ancak trafik dışı olarak kabul edilen alanlarda yaşanan kazalarda pek çok kişi ne yapması gerektiğinden emin olamaz. Karayolları Trafik Kanunu’nun bu konudaki kapsamının karayollarında uygulanır şeklinde olduğu belirtilir ancak madde 2’de aynı zamanda kamuya açık alanları da bu hükümlere dahil eder. Alışveriş merkezlerinin özel işletmeler oluşu, bu konudaki en büyük soru işaretini doğuran noktadır. Bunun dışında zorunlu trafik sigortanız karşı tarafta meydana gelebilecek hasarı karşılamak için teminat verirken; kasko sizin hasarlarınızı kapsar. Bu nedenle aracınızın kaskolu olduğuna emin olmanız gerekmektedir. Bu sayede başınıza gelebilecek olası kazalarda hasar durumlarında bunu karşılamanız kolaylaşacaktır.

Kasko ve Zorunlu Trafik Sigortası Farkları Nelerdir? 

Yukarıda da belirttiğimiz gibi zorunlu trafik sigortası, trafikte ve trafiğe bağlı yollarda oluşabilecek kazalar sonucunda meydana gelen hasarları karşı taraf için karşılamakla yükümlü olan sigorta çeşididir. Kasko ise sizin aracınızda oluşabilecek hasarı temin etmekle yükümlüdür.

Otoparkta Meydana Gelen Kazalarda Ne Yapılmalıyım?

Olası bir kaza durumunda ilk dikkat etmeniz gereken nokta, bir kaza tespit tutanağı olacaktır. Kaza tespit tutanağınızın detaylı ve eksiksiz olarak hazırlandığından emin olmalısınız. Herhangi bir yaralama söz konusu ise durumu polise de bildirmeniz gerekmektedir. Bunun yanında aracınıza hasar veren kişiyi belirleyemiyorsanız yine en yakın karakola gitmeniz gerekmektedir. Bu sayede kamera kayıtlarına ulaşılarak hasar anını ve sorumlu kişileri tespit etmek mümkün olacaktır. Bunun ardından sigorta şirketinizde irtibata geçerek onları durumdan haberdar etmeli ve elinizdeki belgelerle konuyu kendilerine sunmanız gerekmektedir. Yapılacak incelemelerin ardından işlemleriniz gerçekleştirilecektir.

 Sigorta Kapsamımı Genişletebilir Miyim?

Kaskonuzun olmasının yanında bu gibi durumları öngörerek kendiniz için en verimli olacak paketi seçmeniz de son derece önem taşıyor. Kasko, sizin aracınızın başına gelebilecek hasarı karşılıyor. Fakat sizin de park halindeki bir araca çarpmanız ya da manevra sırasında hasar vermeniz olasıdır. Hal böyleyken, otoparklarda meydana gelebilecek kaza olasılıklarını, park halindeki bir araca çarpma ihtimalinizi, manevra sırasında meydana gelebilecek çizikleri, giriş-çıkış sırasında oluşabilecek durumları öngörerek kendinize en uygun paketi seçmiş olmanız, sizi tüm bu belirsizliklerden koruyacak ve hasarınızı temin edebilmenize imkan sağlayacaktır.

Kazalar, beklenmedik ve ani karşılaşılan durumlar olduğundan her konuda onlara hazır olmak oldukça önemlidir. Haliyle haklarınızı bilmek ve kapsamlarına hakim olmak da aynı şekilde önem taşımaktadır. Bu nedenle kendinizi ve aracınızı önceden teminat altına almak en doğru karar olacaktır. Sizin için en doğru şekilde detaylandırılmış kasko seçeneklerini değerlendirmek için teklif almayı ve araç sigortanızı ertelemeden yaptırmayı ihmal etmeyin.

 

Bünyamin Sürmeli’den 31 Aralık-12 Ocak hava durumu tahmini

Herkese merhaba,

Aralık ayının sonlarına doğru ülkemizde kuvvetini arttıran kar yağışlarının, Ocak ayında özellikle Marmara’da kendisini iyice göstereceği neredeyse kesin gibi. Uzun zamandır İstanbul’da beklenen kuvvetli kar yağışının Cuma günü etkisini göstermesi bekleniyor. Cuma günü İstanbul’da dışarı çıkmak isteyenler, soğuk ama güzel bir İstanbul’la karşılaşabilirler.

1 ve 2 Ocak’ta Güney Ege ve Akdeniz’de sağanak yağıştan kaynaklı sel riski bulunmakta. 3 Ocak’ta dahil olmak üzere İç Anadolu’nun Güneyi, Doğu Anadolu ve Batı Karadeniz’de kar bekleniyor. Özellikle Niğde ve Aksaray civarındakiler kar yağışına hazırlıklı olmalı.

https://youtu.be/7eG-oMo8nJY

4 Ocak’ta Doğu Akdeniz ve Güneydoğu’da sel riski var. Cuma günü ise, Ege ve Marmara’da kar yağışı, önceki yağışlara oranla biraz daha kuvvetli olabilir. İstanbul’un yüksek kesimlerinde karın tutma ihtimali daha yüksek. 6-7 Ocak’ta İç Ege, İç Anadolu ve Doğu Anadolu’da kar bekleniyor. 9 Ocak’ta İç Ege, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu’da kar yağışı etkisini gösterebilir.

12 ve 13 Ocak’ta Marmara, Kıyı Ege ve Akdeniz dışında yurdun büyük kısmında kar bekleniyor.

Mutlu seneler.

Tarihte Ocak ayında yaşanan olağanüstü hava olayları

Bir zamanlar hava durumu haberleri “Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız güzel olsun” sloganıyla adeta bütünleşmişti. Günümüzde de başka haberleri dinlemeyip sadece hava durumunu takip edenlerin sayısı hiç de az değil. “Yazın yüksek nemden uykular kaçacak mı?” diye merakla takip edilen hava olayları, kışın ise “Kar yağsa da okula ya da işe gitmeyip kar tatili yapsak!” hayalleriyle bütünleşiyor. Ana haberi sunan spikerin adını bile bilmezken Bünyamin Sürmeli’yi merakla bekliyorsanız, ve O televizyonda göründüğünde “zap” yapmak şöyle dursun adeta ekrana kilitleniyorsanız, kendinizi meteoroloji meraklısı olarak tanımlayabilirsiniz.

Her ne kadar artık mahallemizin hava durumuna anlık olarak cep telefonu uygulamalarından ulaşabilsek de kimi zaman tahminler şaşabiliyor. Hatta Bünyamin Sürmeli bile zaman zaman ufak yanılgılara düşebiliyor. Çünkü küresel ısınma denilen bir gerçek var. Ve bu “küresel ısınma” canavarı nedeniyle maalesef ki kimliklerini kaybeden, kendinden beklenmeyen davranışlar sergileyen mevsimlere tanık oluyoruz. Misal, geçmekte olan Ocak 2018’e bir bakınız. Adeta kış mevsimi içinde bir ay olduğunu unutmuş; kendini ekim kasım zanneden; deyim yerindeyse “yalancı sonbahar” gibi davranan bir ocak ayı yaşadık bu sene. Oysa geçmişte böyle miydi? Elbette değildi. İsterseniz gelin tarihte Ocak ayında yaşanan olağanüstü hava olayları hakkında bilgilerimizi tazeleyelim:

2017’de Son Otuz Senenin En Soğuk Ocak Ayını Yaşadık

Çok gerilere gitmeye gerek yok. Geçen yılın ocak ayı hava şartları durumunu hatırlayın. İstanbul’un sahil semtlerinde bile günlerce kar kalkmamıştı. En soğuk geçen 1992 kışını aratmayan 2017’nin rekoru malesef 2018’in Ocak ayında kırılamadı. Unutulmayan 1992 kışına çok benzeyen 2017 kışında, özellikle İstanbul’da akıllardan çıkmayacak kar rekorları kırıldı. Elbette bu rekorlarda bir önceki yıl rekor seviyeye ulaşan küresel ısınmanın payını yadsımamak gerekiyor.

Ülkemizin Unutulmaz Kış Efsanesi; Ocak 1992

Olağanüstü hava olayları konusu açılınca elbette 1992 kışına değinmemek olmaz. 1992 kışının efsane olmasının bir çok nedeni var. Birincisi, o sene başta Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu olmak üzere ülkemizin pek çok bölgesinde yoğun kar yağışları olmuştu. Yeni yıla pek çok şehir kar altında romantik bir manzarada girmişti. Hatta Antalya, Muğla, Adana gibi kar yağması neredeyse hayal olan şehirlerimiz bile kara kışla tanışmıştı.

İşte bu nedenle 1992 Ocak ayı, ülkemizin meteoroloji tarihinde özel bir önem taşıyor. Ve “Son 45 yılın en soğuk kışı” unvanını taşıyan 1992 kışının baş rollerinde elbette ki ocak ayı da yer alıyor.

1929’da Tuna Nehri Dondu!

Tarihte biraz daha eskilere gidersek, 1929’un meşhur kışına rastlarız. O sene İstanbul’da 6 Ocak’ta kar yağmaya başlamış ve hiç durmadan 12 Mart’a kadar 55 gün devam etmişti. İstanbul’un pek çok yerinde kar kalınlığının 4-5 metreye ulaşması, açlıktan şehre inen kurtlar gibi söylenceler abartı değil, alışılan sıradan olaylardı. Tabii ki sadece ülkemiz değil, başka ülkeler de bu sistemin etkisinde kalmıştı. Mesela o sene Tuna Nehri’nin donmasına tanık oldu insanlar.. Nehirden çözülen buzların dalgalarla sürüklenerek gelip İstanbul Boğazı’nın en dar yeri olan Rumelihisarı’nı tıkaması da hafızalardan silinmeyen önemli kış olayları arasında kendine yer buluyor elbette.

2014’ün Ocak Ayı Dünya Çapında Olağanüstü Olaylara Sahne Oldu

Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO)’ya göre 2014’ün ilk 6 haftasında olağanüstü hava olayları arasında fırtına, sel, yağmur gibi pek çok şey görüldü. 2014 Ocak Ayı’nda güney yarımkürede yer alan Avustralya’da Mebourne, Cabberra gibi kentlerde sıcaklık rekorları kırılırken, hem ekvatorda hem de kutup noktalarında ekstrem olaylar yaşandı. ABD’nin doğusunda ekstra soğuklar, Avrupa’da fırtınalar, Alpler’de aşırı kar yağışı, yani bunların hepsi bir aradaydı.

Şimdilik bu kadarını sizlerle paylaştık. Ocak ayının meteorolojik mucizelerine daha yakından tanık olmak için Bünyamin Sürmeli’nin sitemizde yer alan yazılarını takip etmeyi sakın unutmayın.

2018’in En Güvenli Araba Modelleri

Otomobil tercih ederken tüketicilerin en önemli kıstaslarından olan güvenlik donanımları, istenmeyen bir kaza anında sürücülerin ve yolcuların hayatta kalma olasılıkları üzerinde önemli bir etkiye sahip. Aktif ve pasif olarak iki gruba ayrılan otomobil güvenlik donanımları, teknolojik yeniliklerle birlikte her geçen gün gelişiyor ve daha fazla kazayı önlüyor. Avrupa Yeni Otomobil Değerlendirme Programı (Euro-NCAP) otomobil güvenlik testleri konusunda yetkili otorite ve her yıl birçok marka ve modelin güvenlik testlerini yaparak, hem araç üreticilerine hem de tüketicilere yol gösteriyor. Ülkemizde satışa sunulan araba modelleri arasında sınıfının en güvenli otomobili seçilenler, tüketiciler tarafından daha sık tercih ediliyor.

Güvenli Sürüş Her Şeyden Önemli

Araç güvenlik testleri, kontrollü ortamlarda ve sabit bileşenler ile yapılıyor. Örneğin; direğe çarpma testi, 254 mm genişliğinde sabit bir direğe 29 km/s hız ile çarpılarak gerçekleşiyor. Başarı yüzdeleri ise bu tip bir simülasyon sonucunda aracın yetişkin ve çocuk yolculara sağladığı koruma oranı üzerinden hesaplanıyor. Araç kullanırken trafik kurallarına uymak, yayaların ve diğer sürücülerin güvenliği açısından, tüm güvenlik donanımlarından daha önemli.

Volvo XC 60

Büyük SUV (Sport Utility Vehicle) sınıfında yer alan Volvo XC 60, dünyaca meşhur sağlam yapısına eklediği teknolojik güvenlik özellikleri ile sınıfında ilk sırada yer alıyor. Ön ve arka koltuklarda kemeri bağlı yolcu güvenliği testinde %98 skor ile oldukça başarılı olan araç, çocuk koltuğunda kemeri bağlı çocuk koruması testinden ise %87’lik bir sonuç ile çıkıyor. Yayaya çarpma testinde aldığı %76’lık başarı oranı, sınıfında en iyi skor. Sunduğu teknolojik güvenlik yardımcısı fonksiyonlardan ise %95 gibi yüksek bir skor alan Volvo XC 60, baş, göğüs, diz ve pelvis için ayrı hava yastıkları, emniyet kemeri yük sınırlayıcı, şerit yardımcısı, şehir içi takip modu gibi bir çok teknolojik yardımcı fonksiyona sahip.

Opel Crossland X

Alman otomotiv devi Opel tarafından üretilen Corssland küçük SUV sınıfında yer alan bir araç. Emniyet kemeri bağlı yetişkin yolcu kaza testinden %85’lik başarı derecesi ile çıkan otomobil, çocuk koltuğunda oturan ve kemeri bağlı çocuk yolcu testinden ise %84 başarı skoru elde ediyor. Yola aniden çıkan bir yayaya çarpma testinde %62 başarı elde eden Opel Crossland X, sunduğu güvenlik yardımcılarından ise %57’lik bir skor elde ediyor.  Araçların test edilen versiyonları, standart güvenlik donanımına sahip. Bir çok marka ek ücret karşılığında opsiyonel güvenlik paketleri sunuyor. Bu paketler tercih edilerek, aracın daha güvenli olması sağlanabiliyor.

VW Polo 

Super mini kategorisinin yıldızı Volkswagen Polo, ülkemiz yollarında sıklıkla karşılaştığımız bir araç. Teste katılan versiyon 1.0 litre benzinli motora ve comfortline donanım seviyesine sahip. Yetişkin yolcu güvenliğinde %96’lık bir başarı seviyesi elde eden küçük otomobil, çocuk yolcu güvenliğinde ise %86 skora sahip. Yayaya çarpma güvenliğinden aldığı %76’lık başarı puanında ise yayanın kafa ve boyun kısmını daha fazla koruyacak biçimde tasarımın geliştirilebileceği belirtilmiş.

Subaru Impreza 

Japon otomotiv sektörünün önde gelen markalarından Subaru, İmpreza modelini uzun yıllardır başarı ile üretmeye devam ediyor. Küçük aile otomobili kategorisinde test edilen araç, sınıfının en iyisi ödülünü kazanmış. Yetişkin yolcu güvenliği konusunda %94 başarı puanı elde eden Subaru Impreza, çocuk yolcu korumasında ise %89’lık bir başarı seviyesine sahip. 2 litre motor hacmi ve Eye Sight donanım versiyonu ile teste katılan aracın yaya güvenliği skoru ise %82. Sunduğu ek donanım özelliklerinden %68 oranında başarı elde araç, hem sürücü hem yolcu için etkili yanal çarpma koruması sağlıyor.

Araç modelleri her yıl değişirken, güvenlik özellikleri ve teknolojileri de gelişiyor. Güvenli araç kullanma bilinci, sürücüler arasında artarak yayılıyor. Otomobil tercih ederken sadece konfor, yakıt tüketimi gibi seçenekler değil, güvenlik donanımları da dikkate alınıyor.

Bünyamin Sürmeli’den 24 Aralık-30 Aralık Hava Durumu Tahmini

Herkese merhaba,

Yeni yılın yaklaşmasıyla beraber Türkiye’de kar döneminin sıklıkla konuşulmaya başlandığı bir zaman dilimine girdik. Çoğu kayak merkezinde sezonun açılmaya başlaması ve kayak sporları sevenlerin buralara akın etmesiyle beraber, bu durumun Türkiye geneline yansımayıp yansımayacağını merak eder olduk. Özellikle büyük şehirde yaşayan insanlar kar görmeye hasret.

Salı öğleden sonra İç Anadolu, İç Ege, Orta Karadeniz ve Batı Karadeniz’de yağış kara doğru dönmeye başlayabilir. Çarşamba günü bu durum devam ederken, Perşembe İç Anadolu’nun Batısında, Batı Karadeniz’de ve Başkent çevrelerinde kar etkisini yitirmeye başlıyor ve Doğu’ya doğru yönelmeye başlıyor. Güney Doğu bölgemizde sağanak ve yağış bekleniyor. Çarşamba gününden itibaren Güneydoğu’da kuvvetli gök gürültülü sağanak yağışların su baskını yapma ihtimali gözlerden kaçmamalı.

https://youtu.be/Qwm_ADN0ovE

Peki bu süreçte İstanbul’da neler oluyor? Diğer bölgelerimizde olduğu gibi İstanbul’da da aşırı soğuk hava hakim ve gündüz saatlerinde bile havanın sıfır derecenin altına düşme ihtimali buluyor. Bu soğuk hava etkisini Çarşamba ve Perşembe günlerinde özellikle Anadolu yakasında kar geçişleri, kendisini sulu kar olarak gösterebilir. Karın tutma ihtimali ise, yüksek kesimlerde ve deniz etkisinin yaşanma ihtimalinin olduğu bölgelerde bulunmakta. Doyasıya kar görmek ve doğayla bütünleşmek isteyenlerin Salı, Çarşamba ve Perşembe günü kar yağmasını beklediğimiz ve Bolu’yu ziyaret etmeleri gerekmekte.

2019 yılının ilk günlerinden hemen sonra bir soğuk hava dalgasının daha ülkemize gelme ihtimali bulunmakta. Bu süreçte kalın giyinmeye dikkat edin ve şemsiye taşımayı ihmal etmeyin.

Herkese mutlu yıllar.

 

Kasko primi nasıl belirlenir ? Kasko primi hesaplama hakkında temel bilgiler

Sigortacılar, prim hesaplaması yaparken risk faktörlerinden destek alır. Risk faktörü ne kadar yüksekse sigortalının ödeyeceği prim de o oranda artış gösterir. Fakat risk faktörünü hesaplarken farklı parametreler kullanabilir. Bu nedenle farklı sigorta şirketleri ve acentelerden farklı fiyatlar alınabilir, farklı şehir ya da ilçelerde farklı kasko primleri ile karşı karşıya kalınabilir.

Kasko Primi Hesaplanırken Başvurulan Temel Bilgiler

Zorunlu olmayan sigorta tipleri arasında yer alan kasko, sürücüleri büyük masraflardan kurtardığı için talep görür. Çoğunlukla kazalarla ilişkilendirilse dahi çalınmadan doğal afetlere kadar farklı sebeplerle oluşan hasarlanmalara karşı güvence sağlar. Kapsamı ek teminatlarla genişletilebilen sigorta türü, sigortalının yol yardım gibi ekstra hizmetlerden ek prim ödemeleri ile yararlanmasına imkan verir.

Sigorta şirketleri çoğunlukla, farklı parametrelere dayanarak oluşturduğu özel formüllerle risk faktörlerini ve dolayısıyla kasko primlerini hesaplar. Yine de temel bazı bilgiler, kasko primi hesaplama işleminde son derece önemlidir. Kasko primi hesaplanırken Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından açıklanan Araç Kasko Değeri listesinden faydalanılır. Aracın modeline ve yaşına göre kasko değerini belirlemenize destek olan liste, aracın çalınması ya da hurdaya çıkması gibi durumlarda yaklaşık olarak ne kadar tazminat alacağınıza dair bir fikir edinmenize de yardımcı olur.

Kasko hesaplama yapılırken aracınıza sonradan taktırdığınız aksesuar ve parçaları sigorta şirketine beyan etmeniz beklenir. Beyan etmediğiniz taktirde herhangi bir hasar söz konusu olduğunda ek aksesuar ve parçalar için tazminat talebinde bulunamazsınız. Diğer taraftan talep ettiğiniz ek teminat ve hizmetler de kasko primine eklenir.

Kasko Primine Neler Etki Eder?

Herhangi bir sigorta şirketinin sayfasında yer alan kasko sorgulama robotunu kullandığınızda, ruhsat sahibine ait kimlik numarası ve araç plakası gibi birkaç bilgi ile ne kadar kasko primi ödeneceğine dair kabataslak bir hesaplama yapılabilir. Sigorta şirketinin sorduğu birkaç özel soru, risk faktörleri hakkında az çok bilgi sahibi olmalarını sağlar. Kimi sigorta şirketleri, sigortalının mesleğinden aracı kullanacağı güzergah hakkında verilere kadar farklı bilgileri de hesaplamaya dahil eder.

Aracın yaşı, marka ve modeli, aracın kullanım alanından yedek parça ücretlerine kadar farklı bilgileri sigorta şirketinin değerlendirmesine açar. Sürücünün sürüş karakteri hakkında da sigorta şirketinin fikir sahibi olmasını sağlar. Güvenli bir aile arabası olarak nam salan bir modelle yüksek hızlara çıkabilen spor bir arabanın aynı kasko primi üstünden değerlendirilmesi düşünülemez.

Sigortalının trafik sicili, sigorta şirketlere risk faktörleri hakkında önemli bilgiler sunar. Sigortalının yaşı, trafikte edindiği tecrübe, daha evvel aldığı trafik cezaları ya da karıştığı kazalar, sigorta şirketlerinin prim hesaplarında önem kazanır. Sigorta firmalarının çoğu, bir önceki dönemde herhangi bir kazaya karışmayan sürücülere hasarsızlık indirimi adını verdikleri özel indirimler sunar. Trafik kurallarına uyan sürücülere, daha uygun kasko primleri sunmaya meyilli davranır.

Sigortalının yaşadığı şehir, kasko firmalarının önem verdiği parametreler arasında gelir. Sadece şehirde yaşanan kaza oranlarını değerlendirmekle kalmaz, hırsızlık olaylarının yoğunluğu ve yaşanan doğal afetler gibi detayları da hesaplamaya dahil eder. Yeni nesil bazı kasko ürünlerinde, sürücülerin aktif olarak kullandıkları güzergah, hangi yoğunlukta araç kullandıkları ve benzeri bilgiler, giyilebilir teknolojilerden destek alınarak hesaplamaya dahil edilir. Aracın aktif olarak kullanılmadığı dönemleri kasko priminden düşüren özel paketler sigortalılara sunulur.

Unikasko’nun geliştirdiği yeni nesil kasko ürünleriyle tanışmak için siz de hemen iletişime geçebilir, ihtiyaç duyduğunuz kasko ürününe son derece uygun rakamlara sahip olabilirsiniz. İhtiyaç duyduğunuz ek teminat ve hizmetlerle kasko sınırınızı genişletebilirsiniz.

Zorunlu Trafik Mali Sorumluluk Sigortasında 2019 Tarifesi

2019-2020 yılları arasında uygulanacak zorunlu trafik sigortası teminat limitleri belli oldu!

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan yönetmelik değişikliği ile 1 Ocak 2019’dan itibaren uygulanacak teminat limitleri Resmi Gazete’de yayımlandı.

Yayınlanan yönetmelik ile yılın ilk yarısında uygulanacak minimum maddi teminat limiti araç başına 36.000 TL, kaza başına 72.000 TL olarak belirlendi. Yine aynı dönemde sağlık giderleri, sakatlanma ve ölüm için kişi başına limit 360.000 TL, kaza başına 1.080.000 TL ile 3.600.000 TL arasında değişecek.

Teminat limitlerinin uygulanacağı araç kullanım türleri ise insan ve eşya taşımada kullanılan motorlu araçlar, motosiklet, römork, iş makineleri, yük motosikletleri, tarım araçları ve özel amaçlı araçlar olarak tarif ediliyor.

1 Temmuz 2019’dan itibaren uygulanacak maddi limitler ise araç başına 39.000 TL, araç başına 78.000 TL olarak gerçekleşecek. Sağlık giderleri, sakatlanma ve ölüm teminatı ise 390.000 TL olacakken, kaza başına sağlanacak teminat limitleri 1.170.000 TL ile 3.900.000 TL arasında değişecek.

2020- 2022 yılları arasında uygulanacak limitler ise şöyle belirlendi:

2020 yılı için ise limitler araç başına 41.000 TL, kaza başına 82.000 TL ile belirlenmişken 2021 yılında bu teminatlar araç başına 43.000 TL, kaza başına 86.000 TL olarak gerçekleşecek. 2022 yılında ise araç başına 45.000 TL, kaza başına 90.000 TL  teminat limit uygulanacak.

Social Share Buttons and Icons powered by Ultimatelysocial